Şöyle ki özellikle ders çalışmaya başladığımız sırada fonda müzik varsa beynimiz çalıştığımız konuya odaklanmak için daha yüksek performans sergiler. Dikkat edersek aslında bunu o anda biz de anlayabiliriz. İlk başta her ne kadar dinlediğimiz müziğin ritmine uyarak çalışsak da bir sure sonra müziği duymamaya çaba göstererek okumaya çalışırız.
“Ben müzikle çalışınca daha iyi anlıyorum.”
Bu birçok öğrencinin düştüğü yanılgılardan biridir. Aslında müzik burada anlamamızı kolaylaştırmaktan ziyade ders çalışırken sıkılmamızı önler. Özellikle ders çalışırken dikkatini toplamakta zorlanan, çok çabuk sıkılan öğrenciler “müzikle daha iyi çalıştığını” savunurlar. Müzik, ders çalışırken can sıkıntısını bir nebze azalttığı için daha uzun süre çalışabilirler. Ders çalışma süresinin uzaması da onlara daha verimli ders çalıştıklarını düşündürtür.
Verimli ders çalışmak, uzun saatler boyu aralıksız ders çalışmak demek değildir.
Minimum sürede, maksimum performansın alınmasıdır önemli olan. Dolayısıyla 4 saat müzikle ders çalışıp yarım bir kavrama yerine sessiz bir ortamda 40 dakikalık etkili bir ders çalışma daha önemlidir.
Ders çalışırken öğrencinin, odaklanmasını zorlaştıracak etkenlerden (telefon, televizyon, müzik dinleme, mesajlaşma, sohbet vb.) uzak durması, derslerdeki başarısına doğrudan katkı sağlayacaktır.
Tüm bunlara ek olarak unutulmamalıdır ki kendini müzikle ders çalıştırmaya alıştıran öğrenciler, sınav vb. ortamlarda müziksiz kaldıklarında, gösterdikleri performans düşmektedir.
Ders çalışırken motivasyonu arttırıcı birçok çalışma şekli bulunmaktadır. Her öğrencinin konuyu kavrama süresi, şekli farklı olmakla birlikte beynin çalışma şekli ortaktır ve beyin çalışmalar esnasında tek bir şeye odaklanarak başarıya ulaşır.
